Yüz yıl önce overteam’in şirket blog’una bakıp “ne eğlenceliymiş yahu” diye içimden geçirmiştim. Sonra Metin’le ahbap olduk, siteye bir daha baktım. İşe ihtiyacım yoktu ama gene de çok zekice bulduğum formu doldurmuştum. Neşet Ertaş hayattaydı henüz ve ona 10 puan vermiştim. Sonra sırayla Bruce Lee’ye, Orhan Gencebay’a ve Karl Marks’a. Şimdi buradayım, görüp de çok sevdiğim ofiste bir masam var.
Mühim değişiklikler çağındayım, dünya için küçük benim için büyük. Overteam’a gelmek de hariç değil. Şimdilik küçük bir merhaba olsun bu. Ofis güzel, insanlar iyi, İstanbul biraz soğuk. Değil ki bahar gelmeyecek. büyükkeyif’e bakmayı da ihmal etmeyin, e mi?